Cemil Turgut

ŞEHRİMİZDE DENETİM ÇOK ZAYIF

Cemil Turgut

Çok değil, yirmi otuz yıl geriye gittiğimizde daha yaşanabilir bir Elazığ olduğunu en azından bu şehrin kadim mukimleri inkâr edemezler.  Evet, yolları çamurluydu belki, evleri düzensizdi, araba sayısı azdı, şehrin çehresi yeni yerleşim yerleriyle değişmemişti henüz, işsizlik de vardı.

Çocuklar daha birçok yemeğin, meyvenin tadını bilmezlerdi. İnsanlar; kahvehanelerde, çay ocaklarında gönül rahatlığıyla oturur, gecenin herhangi bir saatinde evlerine dönerlerdi. Uzak yerlere toplu taşıma araçlarıyla üst üste istiflenmeden gidilirdi. Esnafımız ürününü müşterisini aldatmadan satardı. Sahtekârlık en az seviyedeydi.

Şimdi o günleri arar olduk. Gecenin belli saatlerinden sonra bazı mahalle ve sokaklarda gezmek artık mümkün değil. Neredeyse her gün silahlı ya da bıçaklamalı ölüm veya yaralama haberleri duyuyoruz. Halka açık park ve çay bahçelerinde guruplar halinde gezen; uzun saçlı, kolları siyah dövmeli milletin huzurunu kaçıran, toplu taşıma araçlarında yüksek sesle ve küfürlü konuşan tipler hortladı. Bu bizim insanımızın sosyal dokusu değil.

Trafik kazaları adeta sıradanlaştı.  Yollar köstebek yuvası gibi. Aracı zarar görmesin diye çukurdan kaçan birçok kişi ne yazık ki kazadan kurtulamıyor. Toplu taşıma araçları insanları neredeyse tıklım tıklım dolu bir şekilde ve yolcu kapasitelerinin üzerinde taşıyorlar.

Ne yazık ki bazı esnafımız ürününü standartların dışında satışa sunuyor. Yağ alıyorsunuz içinden başka şeyler çıkıyor. Peynir, zeytin alıyorsunuz ne peynirde lezzet var ne de zeytin de. İşini dürüstçe yapan esnafımızı tenzih ederiz. Ancak özellikle çocukluğumuzdaki mis gibi kokan; tereyağı, peynir, çökelek, orcik, pekmez, bal gibi katıklar bu günlerde yerini sahte ve tatsız tuzsuz ürünlere bırakmış gibi.

Semt pazarları tam bir facia. Birçok pazar esnafı ürününü seçtirmiyor ve kendisi el çabukluğuyla çürük olanları doldurup veriyor. Tabi ki işini dürüstçe yapanın hakkını teslim eder, önünde saygıyla eğiliriz. Ancak pazar esnafı marketlere yenik düşmesin diye çoğunlukla pazardan alışveriş yapmayı tercih ettiğim için daha çok kendi gözlemlerime dayanarak bunları aktarıyorum.

Komşu illerimiz depremden daha çok etkilendikleri için birçok aile ilimizde ikamet etmek üzere şehrimize geldi. Geldi gelmesine de bin pişman oldu. Kiralık veya satılık evler fırsatçılar tarafından uçuk fiyatlar istenerek deprem mağdurlarına verildi. Depremden önce doğalgaz parası ödememek için cüzi fiyatlara kiracı arayanlar, depremden sonra vicdanlarını karartarak üç dört katına evlerini kiraya verdiler.

Bütün bu değerlendirmenin esas amacı; ilimizdeki kurum ve kuruluşların yeterli denetim yapmadıklarını vurgulamak içindir. Belediyemiz, Emniyet Müdürlüğümüz, Tarım ve Orman Müdürlüğümüz, Maliye ve Defterdarlık, Odalarımız (Etso, Borsa, Şoförler C. Vs) Sivil Toplum Kuruluşlarımız gibi bir takım kurum ve kuruluşlarımız denetimlerini sıkılaştırırlarsa daha yaşanabilir bir Elazığ'a sahip olabiliriz diye düşünüyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları